Hayal Et !

En sevdiğim kelime mi? Tabii ki de hayal.  Bizi hayata bağlayan o güzel hayal gücü. Hayal çok büyük değil mi? Bu soyut kavram sana, bana, bize ne anlatıyor? Bir kelime o kadar çok ilgimizi çekiyor ki bunun hakkında insanlar binlerce yıldır şiirler, masallar, kehanetler yazdı ve hala da yazılmaya devam ediyor. Bir yerde “hayal” kelimesi geçtiği an kendi iç dünyamıza döneriz. Gerçekleşen veya gerçekleşemeyen hayallerimiz bir bir gözümüzün önünde geçer. Hayaller ve gelecek…

İnsanın mutlaka kimseyle paylaşmak istemediği, kendi gizli dünyasında sakladığı hayalleri vardır. Bunun bir sebebi korku. Hayallerini gerçekleştirememe korkusu. Sonra o korku ile yaşadıklarımız öyle bir hale gelir ki hayal kuramamaya başlarız. Benim en büyük korkularımdan biri budur. Kötü bir deneyim yaşayıp hayal kurmaktan vazgeçmek istemem asla.

Peki sorun ne?! Neden o hayale ulaşamıyoruz! Ona ulaşacak kadar becerikli ve zeki mi değiliz? Ee o zaman sorun ne?! O uyuyamadığımız gecelerde düşündüğümüzde bizi mutlu eden hayalimizi bir amaç haline getiririz. Ve sorun şu ki amacımıza ulaşmak için hedef belirleyemiyoruz.

Hedef ve amaç birbiri ile karıştırılır. Bu iki kelime tamamen farklı kavramlardır. Hedef, amaçlara erişmek için gereken aşamalardır. Hedeflerin ucu açıktır. Hedef rakamsal değerlendirebilen somut amaç ise soyuttur. Örneğin basit bir proje yapacaksın. Projeyi çıkarman için önce sorunları belirlemelisin, sorun analizi yapmalısın. Sonra hedefler belirlenir. Bu aşamayı doğru düzgün yapmazsan ve ölçülebilir değerlere ulaşamazsan o proje bir ütopya olur. Bu örnekteki gibi hayallerinizde birer masala dönüşür. Şunu da unutmamak lazım, masallar hayallerden daha uzun yaşar. Eğer hatayı nerede yaptığınızı görürseniz o masalları gerçeğe dönüştürebilirsiniz. 

Asıl olay içinizde o azim, hırs duygusunu ortaya çıkarmanız. Düşünün, tasarlayın, çabalayın, uğraşın… Ve asla hayal etmekten vazgeçmeyin. Siz hayal ettikçe, uğraştıkça dünya size daha güzel bir yer olacaktır. 

 

Yorum bırakın